Tokgöz, 8 Mart’ın ikincil bir cinsiyetin toplumdaki yerini bulma mücadelesi değil, toplumun yarısına ikincil muamelesi yapanlara utancını hatırlatma, cehaletlerini fark etmeleri için fırsat sunma günü olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin eşitsizliğin arttığı, her geçen gün daha fazla kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin yaşandığı bir ülke olarak anılmaya başlandığını söyleyen Tokgöz, Türkiye’de şiddetsiz bir ortam yaratmanın hedefleri olması gerektiğine dikkat çekti.

Eğer kadınlar ölmesin isteniyorsa, Türkiye’nin kurucu değerlere dönmesinin şart olduğunu kaydeden Tokgöz, “Ülkemizde kadınlar, erkeklerle birlikte sosyo-kültürel, siyasal tarihimizin inşa ve ihyasında büyük roller üstlenmişlerdir. Unutulmamalıdır ki,  istiklal savaşının Nene Hatun’u, Halide Edip Adıvar’ı, Halime Çavuş’u, bizim kadınlarımızdır. Tarih bu konuda bize şöyle seslenir; Kadının müdahil olmadığı, kafasında yer bulmadığı, hiçbir sosyo-kültürel ve siyasal hareket başarıyı yakalayamaz” açıklamasında bulundu.

Tokgöz, “Hak, Hukuk, Adalet mücadelesi veren kadınları yürekten destekliyor, kadın hakları mücadelesi demokratikleşme mücadelesidir diyoruz.  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutluyorum” dedi.